Kesitler

Hayal-i Cihan 5'den Esintiler

ZAMAN

Bu zamanda


Aşk zan altında


Sevenler esir 


Özlem ağında


Yerin altı daha mutlu


Yerin üstünden


Yine


Sürgün vakti aşkta


Boşaltıldı kalpler


Göçüyor


Senden benden


Hepimizden,Sırasını bekler


Beyaz kelebekler


Sevda açmış kapısını


Kelebeğini bekler.

SESSİZLİK

Sensiz gecelerde

Kalbime her baktığımda

Seni görür

Konuşurum seninle

Yıldız dilinde

Umulan gönül sevdası

Hangi gönül yuvasındasın

İçimde sevdanın her rengi ile

Sana geldim yüzüme bakmadın 

Canımı acıtır sendeki bu silikliğim

Zarar ziyan yürek toplamında

Sende hiç olsam da

Kalan yaşamı

Bohçaladım getirdim sana

Nişan hediyem, al lütfen

Bir kere yüzüme baksaydın eğer

Göçer giderdim mavi yıldızlara

Mavinin sessizliğinde

O bakış saadetinde

Özlemin yakıcı şıklığında

Kendimi sana yeniden hazırladım.

KAR ÇİÇEĞİ

Çığ içinde

Can çekişir kar çiçeği

Hangi güneş böyle insafsız

Kuşatıldı habersiz gönül kuşları

Alaca kuşak yetim sevdasını

Pusu attı ayrılık ışıkları

Yalın ayaklı, yanık bağırlı

Kırık kanatlı

Sağır eder feryattı

Kılıç aktı yüreğine

Bu çiçek, kar yareni

Onu kar da anlamadı

Alışamadı güneşe

Kalbi yandı sıcaktan

Yem oldu kar kuşlarına

Ayaz yüreklere muştu ola

Soludu aşk çiçeği

Gözünüze dizinize dursun

Güneşin kör ışıkları.

EYLÜL MELTEMİ

Ilık meltem eylülden

Ferahlattı içimi

Nazlı alize esti yılda

Canlandı sönen yüreğim

Kaba keşişleme kasımdan

Serpildi  duygularım

Buzdan tayfun aralıktan

Isındı içim her yanım

Acımasız hasret ocaktan

Yıkılmadı çınarım

Sinsi karayel şubattan

Nefesimi kesti

Ömrü yarıştırdım rüzgârla

Meltem getirdi seni

Karayel musallat oldu

Aldı götürdü seni

Sen gittin, itildik çöllere

Bu rüya olsaydı keşke

Hasret türküleri

Eskidi dilimizde

Karayel kalsa dağ ardında

Eylül seni alıp getirse

Hayat bize dönse

Can peşkeşi olsa

Kötü nefesli karayelin

Nefesi kesilse keşke.

YAKARIŞ

Hiçliğin acısı avucumda

Ümitsizlik çöker içime

Gittin uzaklara

İçim boşaldı, başım döngüde

Gün de ömür de sıkıştı tabutta                      

Kederin iliği sızlar

Nasıl anlatırım bittiğini

Bana ait olmadığını                    

Can çiçeğinin solduğunu

Benden gittiğini

Sensizliğin

Dağlar kadar dert olduğunu

Yollara pusu atıldığını

Yedi yabancı olduğunu

Kokunla

Azrail kokusunun karıştığını

Artık ben sende kalamam

Sana can çiçeğim diyemem

Sevemem, haramsın bana

Taş koydum senin yerine      

Elveda yasak elmam

Cennettim

Artık seni sevemem

Artık sende yanamam

Müsaadenle yasak elmam

AKASYA KOKUSU

Sıkı tutalım

Gönül bağlarımızı

Ateşimiz eritsin özlemi

Kalpler ersin aşka

Aşk dipdiri olsun bizimle

Beyaz çizelim yazgıyı

Silelim nefret kırmızısını

Akasya dikelim aşkla

Kol kanat olalım çınara

Saralım yaprağı göğe

Uzanalım

Sevda cennetinde

Hemhâl olalım

Arınalım özlemden

Oturalım sabır sofasına

Sen, ben, bir de sevda

Vuslatın

Halil İbrahim bereketiyle

Bakışıp duralım yıllarca.

BÜLBÜL VE GÜL

Gül neden,

Böylesi sitemkârsın

Baksana bülbüle

Sana dört döner

Her daim

İlan-ı aşk eder.

En deli ihanet nisandan

Seni bırakır

Özlem vadisine.

Ağlamakla geçer ömrün

Bağ olursun dikene

Yine de

Umutsuz olma gönül.

Belki de mart

Müjdeler bizi

Mutluluk getirir

Çilemiz biter

Haydi mart, gel bize.

Sitemden ezilir gönül,

Haydi mart haydi gül!

Bak ses kesti gönül

Bak ses kesti bülbül.

Kulak kesildi dünya

Haydi mart haydi eylül.